• LAODIKEIA
    KAZISI
Ana Sayfa / Çalışma Programı

2023 YILI LAODIKEIA ANTİK KENTİ ÇALIŞMA PROGRAMI

       2003 yılından bu yana Başkanlığımda yürütülmekte olan Denizli İli Merkezefendi ve Pamukkale İlçeleri, Eskihisar, Bozburun, Goncalı ve Korucuk Mahalleleri sınırları içinde kalan Laodikeia Antik Kenti, Bakanlığımız tarafından 2019 yılında ilk 20 kazıdan biri olarak 12 ay süreli çalışma programı kapsamına alınmıştır. 2023 yılında 12 ay üzerinden hazırlanan çalışma programı ve çalışma alanları aşağıdaki şekilde planlanmıştır;

 

A)- DENİZLİ MÜZESİ MÜDÜRLÜĞÜ DENETİMİNDEKİ ÇALIŞMALAR

 Laodikeia kazılarında 2022 yılında Bakanlık Yetkili Uzmanı gözetiminde yapılmış olan kazı ve restorasyon çalışmaları 16 Aralık’ta tamamlanmış olup Bakanlığımızın 06.12.2022 tarih ve E.3224827 sayılı izinleri ile 19 Aralık 2022 tarihinden itibaren Denizli Müzesi Müdürlüğü Denetiminde restorasyon-konservasyon çalışmaları kesintisiz devam etmektedir. Bu çalışmaların 19 Aralık 2022- 31 Mayıs 2023 tarihleri arasında restorasyon, konservasyon, yayın, çizim, tamamlama gibi depo çalışmaları olarak yapılması planlanmıştır.

19 Aralık 2022-31 Mayıs 2023 tarihleri arasında aşağıda verilen alanlarda planlama yapılmıştır. Bunlar;

1)- Batı Tiyatrosu’nda cavea bölümünün kazı ve restorasyonu tamamlanmış ve tiyatro 2022 yılında 23 Mayıs’ta İzmir Devlet Senfoni Orkestrasının yaptığı programla birlikte açılmıştır. Batı Tiyatrosu’nda sahne binasının anastylosis esas birinci kat restorasyonu Aydın Kültür Varlıklarını Koruma Bölge Kurulu’nun 29.07.2021 tarih ve 12306 sayılı kararıyla uygun bulunarak onaylanmıştır. Bu nedenle tiyatronun sahne binası ve sahne bölümünün restorasyon-konservasyonu kapsamında sahne altında yer alan tonozlu hyposkene koridorunun tonozununda anastylosis esas restorasyon çalışmaları yapılmaktadır. Söz konusu çalışmalara Denizli Müzesi Müdürlüğü denetiminde devam edilecektir. 

2)- Stadyum Caddesi’nin güney sonunda Batı Portiği sınırı ucunda meydana bakar şekilde inşa edilmiş olan Traian Nymphaeumu’nda 2015 ve 2017 yıllarında kazı çalışmaları yapılarak restorasyon projesi tamamlanmış olup hazırlanan Anastylosis Esas Restorasyon Projesi, Aydın Kültür Varlıklarını Koruma Bölge Kurulu’nun 23.08.2017 tarih ve 6963 sayılı kararıyla onaylanmıştır. 2021 yılında Kültür ve Turizm Bakanlığı’nın 06.05.2021 tarih ve E.94949537-160.01.01-1376518 Sayılı olurlarıyla Merkezefendi Belediyesi Başkanlığı ve Laodikeia Kazısı Başkanlığı arasında ‘Traian Çeşmesi, Kazı ve Restorasyon Projesi’ne destek verilmesine ilişkin Ortak Hizmet Protokolü Bakanlığın uygun görüşleri doğrultusunda 27.05.2021 tarihinde imzalanmış, söz konusu bu proje kapsamında Traian Nymphaeumu’nun restorasyonu için çalışmalara başlanmıştır.

Anastylosis esaslı restorasyon çalışmalarında Nymphaeuma ait kırık durumdaki mimari blokların birleşebilen parçaları yapıştırılarak eksik bölümlerinde, bölgede yoğun olarak bulunan ve orijinal malzemeyi ön plana çıkaran traverten bloklar kullanılarak pantografla tamamlama çalışmaları yapılmaktadır. Taşıyıcı sütunlarda eksik bölümler (mermer, traverten ve granit) kendi malzemesi ile diğer eksik bloklar ise traverten kullanılarak tamamlanmakta ve soft bir görünüm elde edilmektedir.

Nymphaeuma ait mimari blokların kırık parçalarının yapıştırma çalışmaları ile eksik bölümlerin pantografla tamamlama ve detay işlemeleri son aşamaya gelmiş olup söz konusu blokların yapıdaki orijinal yerlerine sabitleme çalışmaları da halen sürdürülmektedir. Ayrıca Nymphaeumun kuzey doğu bölümünde Stadyum Caddesine bakan kemer ve duvar bloklarında demo çalışması ardından orijinaline uygun hazırlanan harç ile sabitleme çalışmalarına devam edilmektedir. Traian Nymphaeumu’nda Denizli Müzesi Müdürlüğü denetiminde devam edilen restorasyon çalışmalarının 2023 yılında tamamlanması planlanmıştır.   

3)- Kuzey (Kutsal) Agora Batı Portik kuzey sonunda yer alan mozaikli alanda 2018-2019 yıllarında kazı çalışması yapılmış olup toplamda 847 m²’lik bir alan açığa çıkarılmıştır. Bu alanın 420 m²’sini MS 4.-5. yy’a tarihlenen mozaikli alan oluşturmaktadır. 2019 yılında TTK projesi olarak sunulan Kuzey (Kutsal) Agora, Batı Portik kuzey sonunda yer alan mozaikli mekânın (kilise) kazı ve mozaiklerin etrafına koruyucu bordür tamamlama çalışmaları yapılmıştır. Söz konusu alanda 2020 yılında TTK Projesi kapsamında mozaiklerin doğa koşullarından korunması ve ziyaretçilerin izleyebilmeleri için kırılmaz temperli cam alımı yapılmış ve alanın ziyarete yönelik olarak gezi projeleri hazırlanmıştır. 2021 yılında yine TTK projesi ile temperli camlar çelik konstrüksiyon üzerine yerleştirilmiştir. 2022 yılında ise camlı seyir terasının ahşap kaplama işleri tamamlanmış, korkuluklar bitirilmiştir. Ayrıca seyir terasına çıkmak için ahşap merdiven yapılmıştır. Ziyaretçilerin alana rahatça ulaşabilmesi ve antik dönem kalıntılarının zarar görmemesi için yürüyüş yolu sınırları kazı toprağı ile doldurularak üzerine ziyaretçiler için ahşap yürüme bandı yapılmıştır. Bu projenin tamamlanması ile gezi güzergahında yer alan mozaiklerin hem doğa koşullarına karşı korunması hem de mozaiklerin ziyaretçiler tarafından görülebilmesi sağlanmıştır.

Söz konusu alanda cam koruma örtüsünün altında mozaiklerin kalıcı restorasyon-konservasyonu çalışmalarına devam edilmektedir. Bu kapsamda kazı çalışmalarında panellerde dağınık biçimde açığa çıkarılan tesseralar kullanılarak mozaiklerin eksik bölümleri tamamlanmaktadır. Söz konusu panellerde yatak harçlarının mukavemetini yitirmesi ve tessera kayıplarının önlenmesi amacıyla koruma bandajı (facing) uygulanmaktadır. Facing uygulaması ile kaldırılıp mozaik katmanları sağlamlaştırılan panellerin facingleri sökülüp paraloid temizlikleri yapılmakta ve tessera derz seviyeleri ayarlanmaktadır. Tesseralarda oluşan derz boşlukları çamur harç ile sağlamlaştırılmaktadır. Kenar bordür kısımlarında tespit edilen çatlak bölümler bordür harcı ile onarılmaktadır. Mozaikli alanda koruma-onarım çalışmalarına Denizli Müzesi Müdürlüğü denetiminde devam edilmesi planlanmıştır.

4)- Laodikeia 1. Derece Arkeolojik Sit alanı içinde kalan ve Lambalar Mevkiinde yer alan Asopos Köprüsü’nün restorasyon projesi hazırlanmış olup Aydın Kültür Varlıklarını Koruma Bölge Kurulu’nun 14.07.2021 tarih ve 12239 sayılı kararı ile söz konusu proje onaylanmıştır. Asopos Köprüsü’nün restorasyon işi Karayolları Genel Müdürlüğü, Tarihi Köprüler Dairesi Başkanlığı tarafından ihaleye verilmiş olup kazanan firma Karayolları Tarihi Köprüler Dairesi Başkanlığı ve Kazı Başkanlığı denetiminde yapılacak olan kazı ve restorasyon çalışmalarına başlamak üzere alt yapı çalışmalarını tamamlayarak alana geçici şantiyesini kurmuş ve köprü ayaklarında düşen blokların ortaya çıkartılmasına yönelik kazı çalışmalarına başlanmıştır. Asopos Köprüsü’nün restorasyonu öncesinde Kazı Başkanlığımız denetiminde köprü ayaklarında kazılarda açığa çıkartılan mimari blokların çizimleri ve belgelendirme çalışmalarının yapılması planlanmıştır.

5)- Laodikeia Eser Deposunda ise küçük eserlerin (pişmiş toprak, cam ve metal) ve depoda bırakılan parçalı mermer heykellerin restorasyon-konservasyonlarının yapılması, ayrıca yayına yönelik olarak katalog, çizim, birleştirme, tasnifleme, çalışmalarının yapılması planlanmıştır.

 

B)- 1 HAZİRAN-31 ARALIK 2023 ARASI ÇALIŞMA PROGRAMI

I)- Batı Tiyatrosu Sahne Binası Çalışmaları

Batı Tiyatrosu alt-üst cavea ve orkestrada tamamlanan çalışmalar: Kuzey (Kutsal) Agora’nın kuzeybatısında yer alan Batı Tiyatrosu; Hellenistik geleneğe göre doğal zemin oyularak yapılmış, kentin erken yerleşiminin bulunduğu yönde, öğleden sonra başlayan batı esintilerini alacak şekilde düzenlenmiştir. Batı Tiyatrosu 8 merdiven geçişi (klimakes) ile 9 kerkidese bölünmüş olup her iki analemma duvarının iç kısmında birer geçiş merdiveni yapılmıştır. Enine ortada tek diazoma ile iki caveaya bölünen yapıda, alt caveada (imma cavea) 25, üst caveada (summa cavea) 19 olmak üzere toplamda 44 oturma basamağı sırası bulunmaktadır. Roma Dönemi sahne binası daha sonra yapılarak kuzey ve güney paradoslardan içeriye giriş sağlanmıştır. Kentin sur duvarlarıyla çevrilmesine bağlı olarak MS 5. yy başında sahne binası surun parçası olarak kullanıldığından, güney paradostan dışa çıkış kapatılmış ve basamaklar güney cavea sonundan iniş çıkışı sağlayacak şekilde düzenlenmiştir. MS 4. yy’dan sonra tiyatronun orkestra kısmı açık hava kilisesi olarak kullanılmıştır. Bu kullanımda paraskeneler pastophorion, bisellium (şeref locası) synthronon, pulpitum önü ise iki yandan çıkılan ambon olarak düzenlenmiştir. Sahne binasının tamamen sur olarak kullanılmasına bağlı olarak, Kuzey (Kutsal) Agora başta olmak üzere birçok yapıdan getirilen mimari bloklar ile postskene bölümündeki locaların içi doldurulmuştur. Sahne içi postskene locaları önünde altta yer alan ve güney-kuzey yönünde uzanan tonozlu hyposkene koridoruna orkestradan üç kapı ile geçilmektedir. Orkestra içinde etrafında yay şeklinde yağmur sularını direne eden kanal yer alır. Tiyatroda yapılan kazı çalışmaları alt caveada yer alan mermer oturma basamaklarının taş ocağı olarak kullanılmasına bağlı olarak çok fazla tahrip edildiğini ortaya koymuştur. Buna ilişkin olarak bol miktarda metal keskiler ele geçirilmiştir. Özellikle bazı oturma basamaklarının Osmanlı mezar taşı olarak yontulduğunu gösteren taslaklar bulunmuştur.

 Yapının sahne binasının (skene frons) cephesindeki mimari bezemeleri ile alt caveada yer alan oturma basamakları mermer, üst caveadakiler ise travertenden yapılmıştır. Tiyatronun cavea (theatron) çapı 85 m olup analemma duvarıyla birlikte bu çap 96,0 m’ye ulaşmakta, orkestra çapı ise 22,0 m’dir. Hellenistik Dönem’de MÖ 2. yy’da yapılan tiyatroda orkestra etrafına yarım daireyi oluşturacak şekilde şeref koltukları (proedria) sıralanmıştır. Roma İmparatorluk Dönemi’nde ise orkestra derinleştirilmiş ve orthostat blokları ile etrafı sınırlan­dırılarak koltuklar (proedria) ilk basamak boyunca sıralanmıştır. Bu düzenlemeyle derinleşen orkestra alanına giriş çıkış merdiven geçişleriyle sağlanmıştır.  

Batı Tiyatrosu Sahne Binasında Yapılan Çalışmalar:

Antik dönemde kentlerin en önemli sanat aktivitelerinin ve bunun yanında toplantıların yapıldığı kamusal ve toplumsal yanı ağır olan tiyatrolar devasa ölçülerde inşa edilmiş olup theatron ve sahne binası olmak üzere iki ana bölümden oluşmaktadır. MÖ 2. yy’da yapılan Batı Tiyatrosu’nun sahne binası İmparator Augustus Döneminde (MÖ 27-MS 14) tamamen düzenlenerek, Hellenistik dönemin yamaca oyularak yapılan oturma alanı ile tam bir bütünlük oluşturacak şekilde üç katlı sahne binası yapılmış kuzey ve güneye yerleştirilen parados geçişleriyle, sahne binası ile oturma basamakları olan theatron (cavealar) arasında bağlantı sağlanmıştır. Yapıda yüzyıllar içinde beş büyük tamirat ve kullanım değişikliği olduğu yapılan kazı ve restorasyon çalışmaları sonucunda tespit edilmiştir.

Tiyatro Hellenistik Dönem’de (MÖ 2. yy) inşa edilmiş olup bu döneme ait prohedria koltuklar ve yazıtlar ile çok az mimari blok parçaları kalabilmiştir. İmparator Augustus (MÖ 27-MS 14)-Tiberius (MS 14-37) Dönemi’nde mevcut üç kat sahne binası ve parados geçişleri yapılmıştır. Severuslar Dönemi’nde (MS 98-235) bölgenin birinci derece deprem kuşağında olması nedeniyle sahne binasında proskene sütunlu galerilerinde düzenlemeler yapılmıştır. İmparator Valens (MS 364-378) Dönemi’nde ise MS 368 depreminde yıkılan sahne binası imparatorluk yardımlarıyla tekrar tamir edilmiş ve çoğunluğu tekrardan yapılmıştır. MS 5. yy başında MS 395-396 yıllarında alınan bir karar gereği şehrin etrafının sur duvarlarıyla çevrilmesine bağlı olarak sahne binasının postskenesine ait 21 m olan yüksekliği 11 m’ye indirilmiş, sahne binası kentin yarısını çeviren ve batıya doğru uzatılan sur duvarlarının bir parçası olarak düzenlenmiştir. Tiyatro MS 5.-6. yy’ın sonuna kadar orkestra, güney parados geçişi, sahne, şeref tribününde (bisellium) yapılan değişikliklerle açık hava kilisesi olarak kullanılmıştır. Bu düzenlemede güney parados geçişi kapatılmış ve orkestraya kadar inen merdivenler yapılmış kuzey ve güney paraskeneler prothesis ve diokonikon olarak kullanılmış, şeref tribünü önüne sahne gerisinden skenefrons kısmından alınan kabartmalı bloklar ve ikişer altar, sütun ve kompozit başlıklar konarak ruhban sınıfın oturduğu ve töreni yönettiği shynthronona dönüştürülmüştür. Yapılan kazı ve restorasyon çalışmalarıyla tiyatronun caveaları (alt ve üst) tamamlanarak ziyarete açılmıştır.

Batı Tiyatrosu’nda Planlanan Çalışmalar: 

Laodikeia Batı Tiyatrosu’nun tamamen ayağa kaldırılmasına yönelik yapılan restorasyon çalışması iki aşamalı planlanmıştır. İlk aşamada alt ve üst caveadan oluşan oturma basamakları ile orkestranın restorasyonu tamamlanmış, ikinci aşamada ise sahne binasının birinci katının ayağa kaldırılması planlanmıştır. Bu kapsamda Batı Tiyatrosu sahne binasına ait birinci katının ayağa kaldırılmasına yönelik hazırlanan restorasyon projesi Aydın Kültür Varlıklarını Koruma Bölge Kurulunca 29.07.2021 tarih ve 12306 sayılı kararıyla uygun bulunarak onaylanmış olup sahne binasının birinci katının anastylosis esas restorasyonunun yapılarak ayağa kaldırılması için 2022 yılı kazı sezonunda çalışmalara başlanmıştır.  

Batı Tiyatrosu sahne binası birinci kat restorasyonu etaplar şeklinde planlanmış olup ilk etap da pulpitum (sahne) bölümünün alt kısmında yer alan ve geçirdiği depremler sonucunda yıkılmış olan 2,60x21,10 m uzunluğundaki tonozlu hyposkene koridorunda kuzey uçtan güneye doğru tonoz örgüsünün anastylosis esas restorasyonun tamamlanması hedeflenmiştir. Kendi içinde özgün bir yapıya sahip olan tonoz; belirli aralıklarla tuğla kemer ve bunların arasında geometrik dizaynlı süsleme oluşturacak şekilde tonoz örgülü yapılmıştır. Uygulama aşamasında ilk olarak tonozlu hyposkene koridorunun kuzey bölümündeki kemerden başlanmış olup tonoz kısmında altlık olarak ahşap ve metal karkaslar ile kalıp hazırlanmıştır. Sahne binasının tabanını oluşturan tuğla tonoza ait yıkılmış tonoz örgüsünün, özgün dizilim biçimi ve malzeme analiz laboratuvarında orijinaline uygun hazırlanan onarım harcı kullanılarak anastylosis esas restorasyon çalışmaları yapılmaktadır. Söz konusu bu aşama tamamlandıktan sonra sahne üstünde yer alan orijinal mermer taban döşemeleri yerlerine monte edilecektir. Hyposkene koridoruna orkestradan girişi sağlayan üç kapı MS 5. yy kullanımında kapatılmış olup bu üç kapı orijinal haliyle korunacak olup kapıların üst kısmına gelen sahne tabanında üç bölümde cam yapılarak sahneden altta yer alan hyposkenenin görülmesi sağlanacaktır. Bu uygulama sonucunda hyposkene içinde zaman içinde yapılan kullanım değişiklikleri ve devşirme kullanımları ziyaretçiler izleyebilecektir.

Batı Tiyatrosu Sahne Binasının restorasyon çalışmalarında hyposkene koridoru ve sahne tabanının mermer döşemelerinin restorasyonu tamamlandıktan sonra ikinci etap olarak Skenefrons da çalışmalara başlanacaktır. Sahne arkasında sütunlu galerilerin yer aldığı podyum, yedi adet locanın bulunduğu üç kapı geçişiyle dört bölüme ayrılmıştır. Mevcut podyum binyıllar içindeki depreme bağlı tamiratlar ve kullanıma bağlı olarak çoğunluğu devşir malzemelerden kireç harçlı blokaj şeklinde yapılmıştır. Blokaj dolgu içinde heykel ve mimari parçalara kadar birçok taş malzeme doldurulmuştur. Podyumda gerekli olan tüm sağlamlaştırmalar ile eksik bölümlerinin tamamlanması yönünde çalışmalar sürdürülecektir. Öncelikle sütunları ve dolayısıyla yatay üst mimari elemanları taşıyacak olan ve stylobat olarak adlandırılan kaide altına ait tamamlamalar yapılacaktır. Bu bölümde var olan orijinal malzemeler kullanılacak olup eksik olan kısımlar ise özgün doğal taş malzeme ile tamamlanacaktır. Attik-Ion kaideler, sütunlar, başlıklar, arşitrav-frizler ve son olarak da geison-sima bloklarında özgün malzeme olarak var olan bloklar kullanılacak, kırık kısımları pantograf tekniği ile tamamlanacak ve eksik olan blokların bir kısmının yeniden doğal malzemeden yapılması yöntemine başvurulacaktır. Bu çalışmalarda tamamen uluslararası restorasyon kriterleri göz önüne alınarak uygulamalar yapılacaktır. Skenefrons kısmında sadece birinci katın mimari cephesi ayağa kaldırılacaktır. Bu cephede Severuslar Dönemi mimari blokları ile Valens Dönemi mimari blokları birlikte kullanılmıştır. Bu yönüyle MS 368 yılı depremi arkasından yapılan uygulama göz önüne alınarak çalışmalar yapılacaktır.

Üçüncü etapda Postskene-Loca çalışmalarında, sahne binasının postskeneye ait ve yaklaşık 11 m’si korunabilmiş olan dış duvarda sağlamlaştırma yapılacaktır. Ayrıca Loca odalarının duvarları, koridor geçişlerinin duvarlarında sağlamlaştırmalar yapılacaktır. Sahne binasının duvar yüksekliği birinci kat sütunlu galerilerinin arka bağlantılarını taşıyacak yükseklikte olacak şekilde tamamlanacaktır. Böylece önde yer alan sütunlu galerinin yan ve üst bağlantıları sağlam bir şekilde duvarla entegre olacak şekilde düzenlenecektir. Bu bölümlerde sadece yıkılan özgün traverten bloklar kullanılarak anastylosis esas restorasyonu tamamlanacaktır.

Dördüncü etap da Güney Paraskene’de restorasyon çalışmalarına başlanacaktır. Güney Paraskene’nin tuğla ve harçtan yapılan tonozu yıkılmıştır. Tonoza ait tuğlalar kazı çalışmalarında bulunarak tasnif alanına taşınmıştır. Tonoz kavsinin iki yanında başlangıç kısımları kalabilmiştir. Güney Paraskene tuğla tonozu anastylosis esas iskele sistemi kurularak tekrardan kendi özgün tuğlalarıyla yapılan harç analizlerine göre hazırlanacak olan kireç harçlı olarak anastylosis esas yapılacaktır.

Beşinci etap çalışmalar Kuzey Paraskene ve Parados geçişlerinde yürütülecektir. Güney Paraskenede yapılacak olan uygulamanın aynısı simetriği olan Kuzey Paraskene bölümünde de uygulanacaktır. Bunun yanında kuzey parados geçişine ait tuğla örgülü tonoz tüpü depreme bağlı olarak olduğu alanda çökmüş durumdadır. Tonoz tüpü tuğla örgüsü belgelenerek yerinden aşama aşama alınacak ve iskele sistemi kurularak tamamen kendi özgün malzemesiyle kireç harçlı olarak anastylosis esas restorasyonu tamamlanacaktır.

Batı Tiyatrosu sahne binasında planlanan birinci katın restorasyon çalışmaları sonunda, theatron (cavealar) oturma basamaklarıyla birlikte sahne kısmının bir bütünlük oluşturacak şekilde MÖ 2. yy’da yapılan tiyatronun tamamen ayağa kaldırılması hedeflenmiştir. Restorasyon çalışmalarının tamamlanmasının ardından ziyarete açılan Batı Tiyatrosu’nun sahne binasının da ayağa kaldırılması bilimsel çalışmalar dışında, Ülkemizin turizm girdilerine de katkı sağlayacak niteliktedir. Kazı alanının tamamı kamu mülkiyetindedir.

 


II) Traian Nymphaeumu Çalışmaları 

Stadyum Caddesi’nin güney sonunda Traian Nymphaeumu Meydanının kuzey sınırında 2015, 2017 yıllarında yapılan kazı çalışmalarında apsidal yarım daire formlu anıtsal çeşme yapısı açığa çıkartılmıştır. Korinth düzeninde 14 sütunun çevirdiği beş alınlıklı apsidal formlu çeşme, su yasasının da yer aldığı yazıta göre İmparator Traian’a (MS 98-117) MS 113-114 yılında adanmıştır. Dıştan dışa 11,00x9,30 m ölçülerindeki yapıda, ana havuz haricinde doğuda ve batıda iki, güneyde bir küçük havuz ile kuzeyde iki adet kemerli çeşme yer alır. MS 4.-5. yy’da ana havuzun önünde yer alan parapetler sökülerek iki basamaklı bir exedra şeklinde alanın düzenlenmiş olduğu, doğuda, kuzeydoğuda ve batıda yer alan küçük havuzlardan su sağlandığı, ayrıca su haznesine yapılan eklemelerle küçük bir terminal yapıldığı tespit edilmiştir. Traian Nymphaeumu’na su, kuzey tarafta yer alan ve doğudan II. Su Dağıtım Terminali’nden getirilen ana hat ve basıncı alındıktan sonra künklerle sisteme su aktarılmıştır. Ana havuzun batı ve doğu duvarları dışında yer alan künk sistemleri ise çeşmeden diğer alanlara geç dönemde küçük terminalden sağlanan sular ile ilişkilidir. Çeşmenin güneydoğu önüne yerleştirildiği anlaşılan 30 satırdan oluşan yazıt, kente suyun sağlanması, kullanımı, kontrolü, suya zarar verenler ve illegal kullanım yapanlara verilecek olan cezaları içermekte olup ilk kez su sisteminin Salbakos (Babadağ) eteklerinden Karcı’dan getirilmesiyle ilgili bilgileri de içerir. 

Proje çalışmaları tamamlanan yapının Anastylosis Esas Restorasyon Projesi, Aydın Kültür Varlıklarını Koruma Bölge Kurulu’nun 23.08.2017 tarih ve 6963 sayılı kararıyla onaylanmıştır. 2017 yılında Nympaeumda su haznesi alanında hassas kazı çalışmaları yapılarak, anıtsal çeşmenin kaide, başlık, arşitrav-friz, geison-sima ve alınlık bloklarının parçalarının birleştirilmesi yönünde gerekli olan tasnif çalışmaları yapılmıştır. 2019 yılında AutoCad ve 3D çalışmalarına başlanmış olup bu çalışmalarla mimari bloklar taranarak orijinal yerlerine koyulması ve buna göre Koruma Bölge Kurulu tarafından onaylanan restorasyon projesinin yönlendirilmesi çalışmalarına başlanmıştır. 2020 yılında Traian Nymphaeumuna ait mimari bloklar üç boyutlu olarak taranarak çizilmiş ve bunlar 3D çeşme tasarımı üzerine yerleştirilmiştir. Diğer taraftan anıtsal çeşmenin eksik olan granit sütunları sağlanarak alana getirilmiş ve ayrıca sütunların arkada duvara oturacak olan kısmındaki traverten bloklar da temin edilmiştir.

2021 yılında Kültür ve Turizm Bakanlığı’nın 06.05.2021 tarih ve E.94949537-160.01.01-1376518 Sayılı olurlarıyla Merkezefendi Belediyesi Başkanlığı ve Laodikeia Kazısı Başkanlığı arasında “Traian Çeşmesi, Kazı ve Restorasyon Projesi”ne destek verilmesine ilişkin Ortak Hizmet Protokolü Bakanlığın uygun görüşleri doğrultusunda 27.05.2021 tarihinde imzalanmıştır. Bu proje kapsamında Traian Nymphaeumu’nda çalışmalara başlanmış olup söz konusu restorasyon çalışmalarına 2022 yılında devam edilmiştir. Bu kapsamda öncelikle mevcut havuzu oluşturan traverten bloklarda gerekli olan sağlamlaştırma çalışmaları ile kornişli taçlar, havuz duvarı üzerinde çok azı kalabilen meander süslemeli stylobatlar restore edilmiştir. Parçalı olan stylobatların, pantograf tekniği ile eksikleri tamamlanmış, eksik olanlar ise yeni doğal travertenden yapılmıştır. Daha sonra kaideler, sütunlar ve tamamlanması planlanan üç alınlığın restorasyonu ve mevcut kalabilen parçalı sütunların bir bölümü de doğal mermer ile pantograf tekniğiyle tamamlanarak demo çalışmaları yapılmıştır. Proje kapsamında sürdürülen çalışmalarda Traian Nymphaeumu batı podyumda orthostat, taç ve meanderli stylobat blokları orijinal yerlerine yerleştirilmiş olup taşıyıcı elemanlardan kaide ve sütunlar ile üst yapıya ait arşitrav, friz, geison ve alınlık bloklarında ön ve iç alınlıklardan ikisinde demo çalışması yapılmıştır. Buna göre doğu ve batı önde, içte karşılıklı iki alınlık olmak üzere dört alınlık, geisonlar, arşitrav-frizler, başlıklar, sütunlar ve kaidelerin sabitlemeleri yapılmıştır. Merkez podyumunda İmparator Traian Heykeli’nin altında yer alan ve su haznesinin üstünde kullanılmış olan meander motifli stylobat bloğunun eksik olan bölümüne yeni traverten malzeme ile pantograf çalışması yapılmıştır. Pantograf çalışması tamamlanan bloğun, su haznesinde yer alan su kanalları korunarak, orijinal yerinde demo çalışması gerçekleştirilmiştir. Yapılan çalışmalarla Nymphaeuma ait mimari blokların kırık parçalarının yapıştırma çalışmaları ile eksik bölümlerin pantografla tamamlama ve detay işlemeleri son aşamaya gelmiştir.

 2023 yılı kazı sezonunda Traian Nymphaeumu restorasyon çalışmalarına devam edilecek olup bu kapsamda kırık parçaları yapıştırılan ve eksik bölümlerinde pantografla tamamlama çalışması bitirilen blokların yapıdaki orijinal yerlerine sabitleme çalışmaları yapılacaktır. Bu sayede İmparator heykelinin de yerleştirildiği ana alınlık tamamlanacaktır. Ayrıca Nymphaeumun kuzey doğu ve kuzeybatı bölümünde yer alan kemerli çeşmelerin kemer ve duvar bloklarında demo çalışması ardından orijinaline uygun hazırlanan harç ile sabitleme çalışmalarına devam edilecektir. 2023 yılında anıtsal çeşmenin bitirilmesi planlanmıştır. Yapı alanı tamamen kamu mülkiyetindedir.

 

 

 

III)- Traian Nymphaeumu Batı Cadde Çalışmaları 

Batı Caddesi, Traian Nymphaeumu ve Meydanı’nın kuzeybatı köşesinden devam etmekte olup ızgara planlı kent sisteminin dışında, çaprazında yer alan Güneydoğu Sokakla birlikte, kentin merkezinden kenarlara doğru eğimli, yüksekçe bir tepe üzerinde kurulmuş olmasından kaynaklanan mimari bir zorunluluk olarak planlanmıştır. Traian Nymphaeumu Batı Caddesi, Batı Hamamı, Batı Agorası ve Efes Caddesi’ne ulaşan ana güzergâh üzerinde olup meydan ve çevresindeki yapılar ile kentin batı bölümünde yer alan bu yapılarla bağlantıyı sağlamaktadır. Kazı verilerine göre MS 4. yy’ın ikinci yarısı ile MS 5. yy’a tarihlendirilen Batı Cadde MS 494 depremi ile yıkılmış, kanalizasyon sistemi tamamen hasar görmüştür. Kentin küçülmesine yol açan bu depremin ardından Batı Cadde’nin kullanımı sona ermiş olmalıdır.

Traian Nymphaeumu’nda 2017-2021 yılları arasında kazı çalışmaları yapılmış ve 13,50 m genişliğe sahip caddenin 29.50 m’lik bölümü açığa çıkartılmıştır. 2022 yılı kazı sezonunda Batı caddede kazı çalışması yapılan bölümlerde depremde yıkılmış halde açığa çıkartılan cadde portiğine ait mimari blokların belgeleme ve tasnif çalışmaları yapılmıştır. Ayrıca caddenin batıya doğru olan 20 m’lik bölümü daha kazılarak toplamda 49,50 m’lik bölümü açığa çıkartılmıştır.

2023 yılında Batı Caddenin açığa çıkartılan bölümünün projelerinin hazırlanması, anastylosis esas ayağa kaldırılarak portikler üzerinde tespit edilen mozaik taban döşemelerinin konservasyonunun yapılması, Portik sütunlarının ayağa kaldırılması planlanmaktadır. Batı caddenin düzenlenmesi ve Portik sütunlarının ayağa kaldırılması ile caddenin girişinde bulunan ve restorasyonu yapılmakta olan Traian Nymphaeumuyla birlikte bütünlük sağlayacak ve kente gelen ziyaretçilerin çekim merkezi haline gelecektir. Caddenin yer aldığı alanın tamamı kamu mülkiyetindedir.

IV)- Güney Agora Sokağı Çalışmaları 

Laodikeia, Helenistik Dönem’den itibaren hippodomik sistemde planlanmıştır. Antik kentte; Suriye Caddesi, Stadyum Caddesi, Efes Caddesi, Aphrodisias Caddesi ve Hierapolis Caddesi olmak üzere beş önemli ana cadde ile bunlardan ayrılan ve kesişen sokaklar yer alır. Suriye Caddesi’nde yapılan kazılar; ana caddeden 42 metre aralıklarla ayrılan sokakların varlığını ortaya çıkarmıştır. Bu sistem, 51 m olarak kesişen sokaklardan meydana gelen insulaları oluşturur.

Kent planlamasında doğu-batı doğrultulu uzanan (decumanus maximus) ve 900 m uzunluğa sahip olan Suriye Caddesi, güneyde Caracalla Nymphaeumu ile kesişerek kuzey-güney yönlü uzanan (cardo maximus) Stadyum Caddesi’ne bağlanarak ayrılmıştır. Bu ana caddeye kentin en önemli yapılarından biri olan Stadyum’a ulaştığı için Stadyum Caddesi olarak adlandırılmıştır. Bu ana caddeden, Batı Tiyatrosu, Güney Hamamı-Gymnasium Kompleksi ve Efes Portikosu ile Efes Caddesi gibi kentin diğer önemli noktalarına ulaşım sağlanmaktadır. Stadyum Caddesi’nin güney sonunda Traian Nymphaeumu, Traian Nymphaeumu Meydanı ve Atriumlu Yönetici Binası yer almaktadır. Bu meydana açılan ve doğu-batı yönünde uzanan ara sokak “Traian Nymphaeumu Meydanı Doğu Sokak” olarak adlandırılmıştır. 

Traian Nymphaeumu Meydanı Doğu Sokaktaki çalışmalar tamamlanarak, toplamda 124 m uzunluğunda sokak tamamen açığa çıkartılmıştır. 2021 yılında bu sokağın bağlandığı Güney Agora Sokağı’nın kazısına başlanarak, Stadyuma kadar açığa çıkartılması ve sokağın restorasyon çalışmalarının tamamlanması hedeflenmiştir. Bu sayede Laodikeia antik kentine gelen ziyaretçilerin ana cadde ve devamında yer alan sokak içinden stadyuma ulaşabilecekler ve böylece kentte yeni bir güzergâh hattı oluşturulacaktır.

2019 ve 2022 yılında TTK projesi olarak sunulan ve onaylanan stadyuma ulaşan yol aksının kazısının yapılması projesi kapsamında Traian Nymphaeumu Meydanı Doğu Sokağın 95 m’si açılarak kazısı tamamlanmıştır. Çalışmalar sonucunda Güney Agora’ya bağlanacak olan bu yol, “Güney Agora Sokağı” olarak adlandırılmıştır.

Güney Agora Sokağı’nın doğu ve batı sınırlarını traverten, çay taşı, tuğla, mermer, devşirme mimari bloklar kullanılarak örülmüş duvarlar oluşturmaktadır.

Güney Agora Sokağında 2021 ve 2022 yılında tekrar çalışmalara başlanarak, Güney sokağın büyük çoğunluğunun kazısı tamamlanmıştır. 2023 yılında kalan bölümün kazısının yapılması planlanmıştır. Bu sayede sokağın bağlandığı Güney Agora ile Stadyum’a kadar ulaşan gezi güzergahı tam olarak açığa çıkartılabilecektir. Kazı çalışmalarının tamamlanması arkasından Stadyum Caddesi’nden ayrılan Doğu Sokağı ve Güney Agora, Güney Hamam Gymnasiumu ile stadyuma kadar ulaşan sokağın restorasyon çalışmalarının yapılması aşamasına geçilebilecektir. Projenin tamamlanmasıyla birlikte Laodikeia antik kentine gelen ziyaretçilerin gezebilecekleri ve önemli yapılara ulaşabilecekleri yeni bir gezi güzergahı hattı oluşturulacaktır. Bunun da hem il hem de ülke turizmine önemli katkılar sağlayacağı düşünülmektedir. Çalışma alanı kamu mülkiyetindedir.

              V)- Batı Portik Kuzey Uç Mozaikli Alan Çalışmaları

TTK projesi olarak 2019 yılında sunulan ve kazı çalışmaları tamamlanan Kuzey (Kutsal) Agora Batı Portik kuzey sonda yer alan apsisin güney sınırını oluşturan duvarın güneyinde yapılan çalışmalarda toplamda 847 m²’lik bir alan açığa çıkarılmış olup bunun korunabilen 420 m²’sini mozaikli alan oluşturmaktadır. Geometrik şekiller ile bezenmiş bu mozaik döşemede dini sembollerin doldurucu motifler olarak kullanılması dikkat çekmektedir. Mozaiğin dış çerçevesini oluşturan bordürde açık kahverengi tesseraların arasına beyaz, kırmızı ve siyah tesseralar ile yapılmış 4 yapraklı çiçek bezemesi kullanılmıştır. Siyah ince bir bant ile ayrılmış ikinci çerçevede, beyaz içerisine kahverengi tesseralar ile yapılmış gamalı meander doldurucu motif olarak kullanılmış, belirli aralıklarla, içlerinde örgü zincir, kancalı bordür ve çeşitli geometrik formların bulunduğu dikdörtgen panolar yerleştirilmiştir. İkili örgünün çerçevelediği mozaiğin merkezinde ise kırmızı renkte tesseralar ile yapılmış malta haçı ve her bir haçın arasına gelecek şekilde yerleştirilmiş giyosh ve 4 adet pelta kalkanı betimlemesi yer almaktadır. Mozaik döşemenin tümündeboyutları 1,5-2 cm arasında değişmekte olan mavi, beyaz, sarı, kahve, pembe gibi renkleri barındıran tesseralar üç boyutlu bir kompozisyon oluşturacak biçimde yerleştirilmiştir.

Mozaiğin güney kısmı kuzey tarafına oranla daha fazla tahrip olmuştur. Bazı bölümlerde yalnızca çaytaşı+kireç harç ile yapılmış statümen tabakasının düzgün biçimde korunmuş olması tarımsal faaliyetlerin yarattığı hasarın yanı sıra, mozaik döşemenin sistemli bir biçimde sökülerek taşındığı izlenimi uyandırmaktadır. Batı Portiğin kuzey ucunu oluşturan bu bölüm, kentte yaşanan depremler, özellikle MS 602-610 İmparator Focas Dönemi depremi ile alanın ve portiklerin genel taban kotundan yer yer 1,5 m’ye kadar çöküntülere uğramıştır.

Üç boyutlu ve kuzey-güney doğrultuda yerleştirilmiş mozaik taban döşemesini batı sınırını, ilk sırası büyük ölçüde korunagelmiş traverten duvar örgüsü oluşturmaktadır. Kuzey-güney doğrultulu uzanan bu duvarın konumu ve traverten blokların ölçüleri göz önüne alındığında, Kuzey Kutsal Agora Batı Portiğe ait arka duvarın devamının olduğu ve alanın geç dönemde kiliseye çevrilmesi sürecinde kilisenin batı duvarı olarak kullanıldığı anlaşılmaktadır.  Kilisenin güney sınırını ise karşılıklı simetrik olarak yerleştirilmiş iki adet traverten ayak belirlemiştir. Bu ayakların arası 7 m ölçülmüş olup olasılıkla batıdan mekâna girişi sağlayan kapı geçişi olarak kullanılmış olmalıdır. Kapı düzenlemesine ve güney duvarına ait bloklar ise depremin etkisiyle yıkıldığı yerde açığa çıkarılmış ve belgelenmiştir. Ayrıca söz konusu güney duvarında kullanılan 3 adet mermer pencere sövesi de yıkıldığı şekli ile yerinde tespit edilen mimari elemanlardır. Bu doğrultuda kilise olarak kullanılan bu alana hem doğudan hem de güneyden giriş-çıkışı sağlayan iki adet kapının var olduğu anlaşılmıştır.

Mozaikli alanı koruma amacıyla yürütülen restorasyon ve konservasyon çalışmaları kapsamında, öncelikle mozaikli alanın sınırlarına, mozaik bütünlüğünün iklim şartları ve çevresel koşullardan korunması amacıyla koruma bordürü uygulaması yapılmıştır. Bu uygulamada; koruma bordürü yapılacak olan kısımların küçük dişçi aletleriyle mekanik olarak temizliği yapılmış ve topraklı bölümler ile bağlayıcılık özelliğini yitirmiş harçlı kısımlardan tesseralar arındırılmıştır. Bu temizlik işleminin ardından söz konusu alanlar su ile nemlendirildikten sonra hazırlanan kireç bağlayıcılı onarım harcı ile mozaik sınırlarına uygulama yapılmış, böylece tesseraların çevresel ve iklimsel faktörler sebebiyle yerlerinden oynayarak bütünlüğünün bozulması engellenmiştir. Yatağında sabit olmayan tesseraların yatak harçları ise Laodikeia Kazısı Analiz Laboratuvarında yapılan çalışmalarda antik dönemde kullanılan orijinal içeriği belirlenen harç ile yenilenmiştir. Buna göre özgün harç içerisinde belirli oranlarda bulunan sarı kum, mermer tozu, siyah traverten tozu, kırmızı tuğla tozu, sarı tuğla tozu, puzzolane, dere kumu, kırmızı ve sarı tuğla tanesi ile hazırlanan bağlayıcı harç ile tesseralar yataklarına sabitlenmiş ve oluşabilecek tessera kayıpları engellenmiştir. Ayrıca mozaikli alanda tessera kayıplarının yaşandığı küçük boşlukların (lacuna) meydana geldiği yerlerde, destekleyici dolgular yapılarak lacunalara bağlı mozaik bütünlüğünün bozulması önlenmiştir. Son olarak Mozaikli alanda bağlayıcılık özelliği kaybeden tessera arası derzlerin mekanik temizlikleri yapılarak, derz araları bahsedilen harç ile yenilenmiştir. Alanda yapılan; koruma bordürü, yatak harcı yenileme ve derzleme çalışmalarıyla mozaik bütünlüğü koruma altına alınmıştır. 2020 yılında TTK Projesi kapsamında mozaiklerin doğa koşullarından korunması ve ziyaretçilerin izleyebilmeleri için projesi kapsamında kırılmaz temperli cam alımı yapılmıştır. 2021 yılında ise yine TTK projesi kapsamında camların yerleştirileceği çelik sistem projelendirilerek tamamlanmıştır. Ayrıca 2021 yılında mozaiklerin tamamının sağlamlaştırma, kazılarda ortaya çıkartılan ve dağılmış şekilde ele geçen tesseraların (mozaik küpleri) orijinal yerlerine yerleştirilmeleri, tüm mozaikli alanın temizlik çalışmalarının yapılmasına halen devam edilmektedir. Diğer taraftan mozaiklerin üzerine yerleştirilecek çelik sistem 2021 yılında uygulanmaya başlanmış ve daha önce alınan kırılmaz camların bu sistem üzerine yerleştirilmiştir. 2022 yılında mozaikli alanın restorasyon-konservasyon çalışmaları ile üzerine kırılmaz temperli camların yerleştirildiği çelik konstrüksiyonun tamamlanarak iki tiyatro arasında konumlanan alanın kente gelen ziyaretçilere gösterilmesi hedeflenmiştir. Tanıtım levhalarının da hazırlandığı mozaikli alan ziyaretçilere açılacak olup kente gelen ziyaretçiler için önemli bir çekim alanı daha ortaya çıkartılabilecektir. 2023 yılında ise çelik konstrüksiyonlu cam altında korumaya alınan mozaiklerde gerekli görülen yerlerinde kalıcı sağlamlaştırmaların yapılmasına devam edilecektir. Çalışma alanı kamu mülkiyetindedir.

 

VI)- Kuzey (Kutsal) Agora Doğu Portik Kuzey Ucunda Yer Alan Mermer Kesme Atölyesi Çalışmaları

2011 yılı kazı sezonu sonu ile 2012 yılında Kuzey Kilise ile Kuzey Tiyatrosu arasında kalan ve “Kuzey (Kutsal) Agora Doğu Portik Kuzeydoğu Köşe” (KDP.KD) olarak adlandırılan alanda, kazı çalışmaları gerçekleştirilmiştir.

Çalışmalar sırasında alanın kuzeyinde büyük boyutlu traverten bloklar, tuğla ve çay taşı ile oluşturulan 1,83x2,20 m ölçülerinde olasılıkla sura ait gözetleme kulesi olabilecek dikdörtgen yapı açığa çıkartılmıştır. Bu alanın arkasında ise yine traverten bloklar ve devşirme olarak kullanılan mermer mimari bloklarla bir dolgu yapıldığı görülmüştür. Açığa çıkartılan duvar, dikdörtgen planlı yapı ve devşirme bloklarla oluşturulan dolguyla birlikte değerlendirildiğinde, alanın kenti çevreleyen geç dönem sur duvarları ile ilişkili olarak inşa edilmiş gözetleme kulesi olduğu anlaşılmıştır. Söz konusu kulenin güney duvarında yapılan çalışmalarda duvara bitişik kuzey-güney doğrultulu bir duvar sırası daha tespit edilmiştir. Büyük boyutlu traverten bloklar ile harçlı olarak örülen duvar, 26 m uzunluğunda 0,80-1,10 m arası kalınlıkta ve 1,97 m yüksekliğindedir. Duvarı oluşturan bloklar üzerinde yer yer korunabilmiş sıvalar mevcuttur.  Bazı bloklar üzerinde ise beyaz zemin üzeri sarı, turuncu renkler kullanılarak oluşturulan freskler tespit edilmiştir.

Çalışmalar sırasında kuzey-güney yönlü duvarın, kuzeyden güneye 18,75 metresinde iki ayrı mermer parçadan oluşan eşik taşı tespit edilmiş olup; kuzeydeki 1,05 m uzunluğunda, 0,48 m derinliğinde; güneydeki ise 1,10 m uzunluğunda ve 0,49 m derinliğindedir. Üzerinde kapı sistemi ile ilişkili yuvaların mevcut olduğu eşik taşının doğusunda yürütülen çalışmalarda duvara ait depremin etkisi ile kuzeydoğuya doğru yıkılan büyük boyutlu traverten bloklar ve mermer mimari bloklar açığa çıkartılmıştır. Yıkıntı haldeki bu traverten bloklar incelendiğinde; burada kemerli bir geçişin olduğu tespit edilmiştir. Bu blokların kuzeyinde açığa çıkartılan tuğla parçaları üzerinde tespit edilen ve ortalama 4-5 cm kalınlığındaki harçlar da kemerli geçişin varlığına ilişkin görüşümüzü desteklemektedir.  Yıkıntı haldeki blokların güneyindeki çalışmalarda ise doğu-batı doğrultulu duvar sırası açığa çıkartılmıştır. 10,52 m uzunluğunda 0,95 m kalınlığında ve 0,19-0,73 m arası yüksekliğindeki duvar küçük boyutlu traverten blok parçaları, tuğla ve çay taşı kullanılarak harçla örülmüştür.

Kenti çevreleyen sur duvarına ait kulenin doğusu ile yıkıntı haldeki traverten blokların kuzeyinde yürütülen çalışmalarda ise apsisli bir bölüm açığa çıkartılmıştır. Apsisli alan, güneyine düzenlenen 10,99 m uzunluğunda 0,95 m kalınlığında ve 0,18 m yüksekliğinde doğu–batı doğrultulu duvar ile sınırlandırılmıştır. Sınırlandırılan bu alan içerisinde çok sayıda mimari bloklar ve heykellere ait mermer parçalar ile üç adet sütun tamburu, bir adet arşitrav bloğu ve bir adet geison-sima bloğu tespit edilmiştir. Bu blokların bazılarının üzerinde bıçak izleri mevcuttur. Bilinçli olarak kesilen tamburların tabanında sarı renkli kumdan oluşan bir tabaka ile tamburların doğusunda olasılıkla su ile ilgili olarak tuğla ile düzenlenmiş bir kanal yer almaktadır. Bu bağlamda söz konusu tamburlar üzerindeki kesim izleri ve kanal göz önüne alındığında; alanda Erken Bizans Dönemi’nde faaliyet gösterten mermer kaplama kesim atölyesinin varlığı ilk kez yapılan kazılarla ortaya konmuştur. Bunun yanı sıra çalışma alanının güneyinde olasılıkla mermer kesim atölyesinde parçalanmak üzere taşınmış olan mermer mimari bloklar açığa çıkartılmıştır.

Laodikeia’da Erken Bizans Dönemi’nde farklı sektörde elde edilen verilerle çeşitli atölyelerin varlığı bilinmekteydi. Ancak ilk kez bu alandaki kazı çalışmalarıyla birlikte mermer kaplama kesme atölyesinin varlığına ilişkin net bulgulara ulaşılmıştır. Kuzey tarafı apsisle sonlanan mekân içindeki mermer mimari bloklar üzerindeki bıçak izleri, tabanda tespit edilen olasılıkla kuvars kumuna ait kalıntı ile tabandaki 45x45 cm ölçülerindeki pişmiş toprak tuğla ile oluşturulmuş olasılıkla su ile ilgili kanal, alanın mermer kaplama kesim atölyesi olarak kullanıldığını göstermektedir. Ancak olasılıkla ahşap olan aksamına ait herhangi bir veriye ulaşılmamıştır. Bununla birlikte çoğunlukla büyük atölyelerde bu tip kesimler için gerekli olan suyun aktarımının yapıldığı veriye bu alanda ulaşılmamış olması buranın küçük boyutlu kaplama kesim şantiyesi olduğunu göstermektedir. Bu bağlamda MS 5. yy’da inşa edilen Kuzey Kilisesi’nin mermer kaplamaları bu şantiyeden sağlanmış olmalıdır.

Özellikle de MS 6-7. yy.larda kısmen ayaktaki yapıların içine değişik atölyelerin yapıldığı bilinmektedir. Ayrıca Hierapolis Antik Kenti’nde ele geçirilen Markos Aurelios Ammianos’un traverten lahit kapağı üzerinde, su gücüyle çalışan taş testere kabartması daantik dönemdeki meslek grupları ve taş testerenin çalışma mekanizması hakkında bilgi vermektedir. Bu da Phrygia Bölgesi’nde su gücüyle çalışan taş testerelerin varlığını göstermesi bakımından önemli bir bulgudur. Genel olarak çalışma alanını değerlendirildiğinde; Kuzey (Kutsal) Agora Doğu Portiğin bu yönde devam ettiği ancak ikinci kullanımda portiğin tahrip edildiği anlaşılmıştır. Sadece stereobat korunabildiği portiğin üzerine devşirme mermer mimari blok ve heykellere ait parçalar ile başka bir duvar sırası yapılmıştır. Kentte yaşanılan depremler sonrasında yoğun kaymanın görüldüğü bu duvarın üzerine ise büyük boyutlu traverten bloklarla bir duvar inşa edilmiştir. Duvarın kuzey ucunda yer alan sura ait gözetleme kulesi ile birlikte düzenlenmiş olması söz konusu duvarın kentte MS 4. yy sonu 5. yy’ın başına tarihlenen sur duvarları ile aynı dönemde yapıldığını kanıtlamaktadır.

2023 yılında Doğu Portik Kuzey Uçta yer alan ve Geç Antik Çağ düzenlemesi olduğu anlaşılan mermer kesme atölyesinin restorasyonunun tamamlanması planlanmıştır. Bu sayede kent içinde genel gezi güzergahında yeni bir alan daha ziyarete açılmış olacak, aynı zamanda duvarların ayağa kaldırılmasıyla da koruma önlemleri alınmış olacaktır. Alanın tamamı Kamu Mülkiyetindedir.

            VII)- Asopos Köprüsü Kazı ve Restorasyon Çalışmaları

Laodikeia Antik Kenti I. Derece Arkeolojik Sit sınırları içerisinde batıya uzanan antik dönem ana yol güzergahında Asopos (Gümüşçay) nehri üzerinde yer alan Roma Köprüsü; zaman içinde oluşan doğa tahribatlarına (sel, deprem, insan tahribatı) daha fazla maruz kalmaması ve restorasyon projelerinin hazırlanması amacıyla 2020 yılı Eylül ayında 1 ay süren sondaj yapılmış, Roma Köprüsüne ait bloklar ve köprünün doğu-batı uzantıları ortaya çıkartılarak belgelenmiş ve buna göre restorasyon projelerinin hazırlanması aşamasına getirilmiştir.  

Asopos vadisinin doğu-batı yönünde iki yakasını birleştiren yaklaşık 171 m uzunluğundaki köprü, statik açıdan üç (orta, doğu ve batı) bölümlü olarak tasarlanmıştır. Merkezde beş kemer gözlü olarak planlanan vadi içinde nehrin aktığı orta bölümde dört serbest ayağın taşıdığı üç kemer, iki yanda yer alan serbest ayakların kemerleri ise batı ve doğudan gelen istinat duvarları üzerine bindirilmiştir. Vadinin doğu ve batı yamaçlarından merkeze doğru uzanan çift sıra istinat duvarlarının iç kısımları statik açıdan belirli aralıklarla güney-kuzey yönünde merdiven şeklinde bölümlenerek içi çaytaşı ve kumla doldurulmuştur. Vadinin doğu yamacında yer alan iki sıra istinat duvarının kuzey ve güney uzantıları opus caementicium (çay taşı kireç+harcı) tekniği kullanılarak örülmüş ve kalınlığı her iki tarafta da 0,90 m mevcut yüksekliği ise 3,50 m civarındadır. Her iki çay taşı örgü duvarın arası ise doğu yamaçta sağlamlığı arttırmak amacıyla sıkıştırılmış toprak ile doldurulmuş olup dolgu alanının genişliği 5,50 m yüksekliği ise 3,50 m’dir. Köprünün opus caementicium tekniğindeki örülen doğu istinat duvarlarının her iki yanında, tonozlu tuğla+çaytaşı örgülü mezar yapıları net biçimde görülebilmektedir. 13 Ekim 1889 yılında tamamlanan demiryolu hattı nedeniyle, köprünün doğu kısmı yoğun tahribata uğramıştır. Asopos köprüsü, hem doğa şartları (sel, heyelan vb.) hem de depremler nedeniyle ayaklarında oluşan yoğun açılmalardan dolayı proje ve restorasyon programına alınmıştır.

Karayolları Genel Müdürlüğü, Tarihi Köprüler Daire Başkanlığı tarafından köprünün proje ihalesi yapılmış olup kazı ve restorasyonu ise yatırım programına alınmıştır. 2021 yılında Karayolları Genel Müdürlüğü, İzmir 2. Bölge Müdürlüğü tarafından Asopos Köprüsü’nün projeleri hazırlanmış olup Aydın Kültür Varlıklarını Koruma Bölge Kurulunun 28.05.2021 tarih ve 12107 sayılı kararı ile restorasyon projesi onaylanmış, Karayolları Genel Müdürlüğü tarafından ihalesi hazırlanmıştır. 2022 yılında Asopos Köprüsü’nün ihalesi tamamlandığında restorasyon çalışmaları yapılması planlanmış olup köprünün Laodikeia 1. Derece Arkeolojik Sit alanı içinde olması ve Koruma Bölge Kurulu Kararı gereğince Kazı Başkanlığımızca kazı, restorasyon çalışmaları takip edilecektir.

2023 yılında kurulca onaylanan projesi doğrultusunda Roma köprüsünde önce kazı, arkasından restorasyon çalışmalarına devam edilecektir. Asopos Köprüsü’nün restorasyon projesinin tamamlanması sonrasında hem köprünün doğa tahribatına karşı korunması hem de antik kentin gezi güzergahına dahil edilmesi sağlanmış olacaktır. Alan Kamu Mülkiyetindedir.

 VIII)- Restorasyon ve Konservasyon Çalışmaları

Uzman restoratör, mimar ve buna bağlı çalışacak ekiplerle;

  1. Kazılarda açığa çıkarılan heykeltıraşlık malzemelerin (kabartma, heykel vb.) temizlik ve birleştirilmesi, 2016-2022 yılında çıkartılan heykellerin parçalarının restorasyonuna devam edilmiş olup bunların restorasyonlarına 2023 yılında da devam edilmesi planlanmıştır.
  2. Kazılarda açığa çıkarılan seramiklerin yıkanması, birleştirilmesi ve çiziminin yapılması,
  3. Diğer mimari malzemelerin (sütun, başlık vb. parçalar) temizlik-birleştirilmesi ile mevcut açığa çıkarılan duvarların, duvar sıvalarının, fresklerinin sağlamlaştırılması ve korunması,
  4. Kazılarda açığa çıkarılan sikke, bronz obje, kemik, pişmiş toprak vb. eserlerin temizlik ve koruma çalışmaları,
  5. Kiliseli Peristylli Ev’de apsisli doğu salonu ve mekanlarında yer alan opus spicatum ve opus sectile taban döşemelerinin restorasyon ve konservasyon çalışmaları ile mekân duvarlarında derz dolgu çalışmalarına devam edilecektir.
  6. Kuzey Kutsal Agora batı Portik Kuzey Uçta yer alan mozaiklerin restorasyon-konservasyonlarına devam edilecektir.
  7. Kuzey (Kutsal) Agora, Batı Portikte ayağa kaldırılan freskli duvarda fresklerin yüzey temizliği ve sağlamlaştırılması işlemlerine başlanacaktır.
  8. Kazısı tamamlanan alanlarda başlanan restorasyon-konservasyon çalışmalarında gerekli görülen yerlerde yıl boyunca korumaya yönelik müdahaleler yapılacaktır.

IX)- Harita ve Çizim Çalışmaları

Kazı alanlarında açığa çıkarılan yapılar ve mimari blokların 1/50, 1/20 ve 1/1 ölçeğinde taş planı çizimleri yapılmaktadır. Mimari elemanların ve seramiklerin çizim çalışmaları AutoCAD ve FreehandMx programları kullanılarak bilgisayar ortamına aktarılmaktadır. 2021 yılında mevcut açığa çıkarılan alanların planları çıkarılarak GNSS (GPS) ve Total Station ile kent planı üzerine işlenecektir. Ayrıca Leica P20 Laser Station aleti ile yapıların projelendirilmesine ve çizim çalışmalarına yönelik taramaları yapılarak plan ve kesitleri çıkarılacaktır. Ayrıca Laodikeia Kazısı için hazırlanmış olan ARK-DATA yazılım programına düzenli olarak veri girişine devam edilmektedir.