• LAODIKEIA
    KAZISI
Ana Sayfa / Latrina

    Latrina yapısı, kuzey-güney yönlü uzanan Stadyum Caddesi’nin doğu yanında, doğu-batı yönlü Efes Caddesi Porikosu’nun doğu karşısında, B Nymphaeumu’nun ise güney ve güneydoğu bitişiğinde yer alır.

    Yaklaşık 80 kişilik olduğu düşünülen “L” planlı latrinaya giriş, Stadyum Caddesi’ne bitişik olarak yapılmış 2.90x8.80m ölçülerindeki dikdörtgen şeklindeki bir ön oda (vestibulum) ile sağlanıyordu. Vestibulumun tabanı renkli küçük taşçıkların (tessera) yan yana getirilmesi ile oluşturulan bir zemin mozaiği ile kaplanmıştır. Çoğu tahrip olmuş olan (yaklaşık 1/10’ri mevcut) ve sadece güneydoğu köşede bir kısmı kalabilen mozaikte beyaz, pembe, lacivert, sarı ve mavi renkli tesseralar kullanılmıştır. Mozaiğin en dış kısmında beyaz ve sarı renkli testere süslemesi, sonra lacivert bant şeklinde yapılmış kuşak içerisinde yan yana yapılan karelerin içerisi üçgen, dikdörtgen ve prizma şeklini oluşturacak renkli taşçıklarla doldurulmuştur. Bu düzenlemenin yanındaki merkeze doğru ikinci kuşak, yan yana dikine yerleştirilmiş zincir örgü süslemeleriyle bezenmiştir. Mozaiğin etrafını dolaşan ve merkeze en yakın olan üçüncü kuşağın içi birbirini takip eder şekildeki örgü süsleme ile doldurulmuştur. Geometrik ve bitkisel bezemelerle doldurulan bu üç kuşak arasında lacivert bandlar yer alır. Merkezde ana figür olarak sağa doğru yürür pozisyonda bir yaban keçisi betimlenmiştir.

    “L” formlu 10.40x17.00m ölçülerindeki Latrinanın güney kısmında 4.40x4.60m ölçülerinde kare planlı bir havuz yer almaktadır. Havuzun köşeleri traverten blokların birbiri üzerine bindirilmiş, orta bölümlerde kare kesitli iki blok ve iki adet Korinth başlık ters konularak devşirme parapet babaları oluşturulmuş, araları ise üst kısmı profilli parapet bloklarıyla kapatılmıştır. Ancak kuzeybatı yönde iki parapet bloğu eksiktir. Burada devşirme olarak kullanılan parapet ve babaları özgün latrina havuzuna ait olmalıdır. Buna ait diğer parapet babası yine alanda bulunmuştur. Daha sonraki düzenlemelerde parapet babalarının yanına iki adet Korinth başlık yerleştirilmiş ve güneydekinin üzerinde sütun parçası özgün yerindedir. Havuzun köşelerinin paye şeklinde olması, parapet babalarının üzerinde kenet akıtma kanalı ve dübel yuvalarının olması, bunların yükseltilerek dört yönden sundurma çatıyı taşıdıkları anlaşılmaktadır. Bu sayede tuvaletlerin üzeri kapatılmış olup, sundurma çatıdan yağmur suları havuza aktarılmış ve aydınlık ta sağlanmıştır. Bu yönüyle havuz alanda bir peristyl oluşturmuştur. Latrinanın “L” yi oluşturan kuzeydeki su deposu kısmında da içe doğru iki yanda sundurma çatılar olmalıdır. Havuz tabanı pişmiş toprak tuğlalarla döşelidir. Havuzun su ihtiyacı güneyden gelen künk sistemiyle sağlanmaktaydı. Aynı yönde tabanda parapet altının oyulmasıyla tahliye kanalı da oluşturulmuştur.

    “L” formlu latrinanın duvar kenarlarında boydan boya tuvalet sırası yer alır. Bu sistemde delikli oturma taşları ve onun altında atık kanalı ile önde temiz suyun aktığı açık kanal yer alır. Oturma taşlarının önünde ayak mermer bloklar yapılmıştır. Latrinaya gelen akar temiz su, kuzeyde latrinaya bitişik olarak planlanan su deposundan sağlanmaktaydı. Depo dolduğunda buradan taşan su latrinanın kuzey batısında yer alan traverten bloğun üzerine yapılmış kanallar sayesinde oturma taşlarının önünde yer alan mermer bloklar üzerindeki temiz su kanallarına aktarılmaktaydı.

    Latrinadan çıkan ve oturma taşlarının altından geçen atık su, pişmiş toprak künklerle binadan taşınarak, Latrinanın ve B Nymphaeumu’nun önünde yer alan ve kuzey –güney yönlü uzanan kanala aktarılmaktaydı.

     Latrinaya geçişi sağlayan ön odanın (vestibulum) tabanında yer alan mozaik üzerinde betimlenen figür stil olarak, M. S. 2-3 yy. özelliği göstermektedir. Aynı şekilde yapıda ele geçen iki sikke M.S. 3. yy.ın ikinci yarısına tarihlenmiştir. Bu veriler ışığında mevcut latrina, M.S. 3. yy.a tarihlenmekte olup, çeşitli değişikliklerle M.S. 6. yy.ın ilk çeyreğine kadar kullanım görmüştür. Latrina yanında ele geçen İmparator Augustus’un Prima Porta heykeli başı, Laodikeia yontuculuğunun kendine has çok kaliteli yapıtlar meydana getirdiğini göstermektedir.