• LAODIKEIA
    KAZISI
Ana Sayfa / Öğrenci Günlüğü


14.09.2012
İnsanların müzelerde cam fanusların ardından baktığını, derinden iç geçirerek “elimde olsaydı, daha uzun süre görebilseydim” dediklerini duydum çoğu zaman…
Eserlere dokunmak, tarihe dokunmaktı, eserlerin tozunu silerek tarihi aydınlattık, dur durak bilmeden…
Sessizliğin sesindeki çığlıkları duymak; binlerce yıl öncesine davetsiz misafir gibi “çat kapı” girmek, susmak ve bazen izlemek…
İşin habercilik boyutu belki de arkeoloji kimin kiminle ne yaptığı, nerede, nasıl ve hangi koşullar altında kalığını sorgulamak. Gizleneni ortaya çıkartmak…
2011 yılında seminer dersi için yolumun Laodikeia’ya düşmesini bir rastlantı olarak adlandırmak haksızlık olurdu.
İncil de adı geçen 7 kiliseden birine sahip olan “Metropol” kelimesini üzerinde taşıyan antik kent…
M.S 313 yılında yapılan Laodikeia kilisesi, kaç toplantıya şahit oldun, kaç karar alındı ve nasıl ritüeller gerçekleştirildi bünyende…
Burada Suriye caddesinde yürürken kendimi bir Romalı gibi hissetmem boş yere olmamalıydı ve 2012 yılında kazıda yer almalıydım…
Sanat tarihçi olarak çoğu kez arkeoloji terminojisindeki eksikliklerimi kapatırken asimile olmaya başlamıştım.
Mezun olduğumda bu kazının izlerini taşıyor olacağım. Sanki hiç ayrılmadı Arkeoloji ve Sanat Tarihi, bölümünden mezun olacağım.
Saat 06.00 da çalışmalara başlarken Celal hocanın başında inci dizisinden oluşan tacıyla gün doğumunu selamlayan kızı Laodikeia…
Duvarın içerisine gizlenen, unutulup giden 1500 yıldan sonra yeniden anlam kazanan sikkeler…
Burası Laodikeia ilginç olayların ve buluntuların eksik olmadığı antik kent.
St. George’nin ejderle savaşı sahnesinin mermerle buluşması… Soğuk mermerin üzerindeki sahneyle bir sanat tarihçi olarak daha farklı bir anlam kazanması…
Kuzey Agora Güney Portik, Güneydoğu köşe ve A Nymhaeum dan gün doğumunu defalarca farklı anlamlar içerisinde selamlama fırsatını bulmak…
Her gün “yarın erkenden kim kalkacak” diye söylenip, sabahın erken saatlerinde servisin Laodikeia Antik Kentinden içeri girmesiyle araziye gitmek için can atmak…
Tezatlar içerisin de yer almak, bazen bildiklerinin yetmiyor olmasına üzülmek, sinirden çatlamak.
Bazen de yeni hayatlar karşısında, her yeni malzemenin yeni bir hayat olduğunu fark etmek.
İpuçlarını gittiği yere kadar kovalayıp, sonuca ulaşamayınca üzülmenin bile sana yeni deneyimler kazandırdığını bilerek bakış açını zenginleştirmek…
Birleşemeyen fragmanlar halindeki parçaları zihin yoluyla hayali de olsa tamamlayarak, fısıltılar halinde yorumda bulunma …
Daha birçok neden buraya gelip, vazgeçememek olarak yorumlanabilir.
Kimse kalıcı değildir. Tıpkı her yeni gün çıkan buluntular ışığında geçmiş bilgilerin değişmesi gibi, insanlar da değişir.
Heraklit’e selamlar aynı nehirde iki kez yıkanamazsın… Ne sen aynı sensin ne de içerisinde bulunduğun nehir aynıdır…
Değişim gelişimdir. Bunun bilincinde kaldığım zamanlar ve öğrendiğim bilgiler için herkese teşekkürler…
H.BİHTER BOYLU
ANKARA ÜNİVERSİTESİ/ DİL VE TARİH COĞRAFYA FAKÜLTESİ SANAT TARİHİ



17.08.2012
Büyük bir aşkla geldim sana, aşkımı da alıp gidiyorum şimdi. Tutkunum sana LAODIKEIA... Hayatımda yaptığım iyi ki bir parçası olmuşum dediğim yersin...
Sana iyi ki gelmişim, iyi ki senin bir parçan olmuşu...
Hep tatlı bir tebessümle anımsayacağım asla kopamayacağım, kene gibi yapışacağım ve eteğinden hiç ayrılmayacağım büyülü bir yersin sen.
Burada çok iyi dostluklar kazandım, bir çok iyi insanla tanıştım. Senden kopmak, ayrılmak, seni bırakmak istemiyorum.
Daha güneş bile doğmadan, yatağımdan kalktığım, bir an önce başlasa dediğim, güneş doğana kadar titrediğim, güneş yüzünü gösteripte her yere egemen olunca vücudumun 3/1’ini oluşturan suyu benden alıp gittiği için, tozunu dumanı yutturduğun için, geldiğimin ilk günü rapor okumaya başlayıp sonra bizi ayrılmaz bir ikili yattığın için, rapor denilince ilk akla gelen isim olduğum için, yüreğimi coşturup içimde bir fırtına koparttığın için, gitme vaktim geldiği halde “NEDEN GİTMEK ZORUNDAYIM, GERİ GELSEM KEŞKE” dedirttiğin için....... Tüm bunları bana yaşattığın için teşekkür ederim LAODIKEIA.
İyi ki Kutsal Agora’da gözleri yüzü kadar, güzel bir yüreği olan “Barış şefimle” nam-ı diğer “Sarı BARIŞ” la çalışmışım. Sen çok iyi bir insansın ŞEF. Seneye umarım yine seninle çalışırım. Vallahi söylemedi deme, hafta sonu seni yine burada, LAODIKEIA’da rahatsız edeceğim. Benden kurtuluş yok.
Ekip arkadaşlarım, başta Kayhan olmak üzere, Raziye, Didem, Aslı, Melodi, Can, Mehmet, ve kısa bir vakit geçirdiğim Arda, hepinize çok teşekkür ederim, sizlerle beraber bir ekip olmak, çalışma fırsatı yakalamak çok güzeldi.
Depoya eser teslim ederken; beni hep güler yüzle karşılayan Burcu ve Fatoş ablaya, yazıt parçalarını çizerken bana tattırdığı zevk için Berna ablaya, beni üzerime büyük bir zevk alarak okuduğum raporla tanıştırdığı ve bizi yapışık ikiz yaptığı için Ümit’e....
Diğer maviş gözlü Deniz Şef’e, Ayşe’ye ve isimlerini söyleyemediğim diğer birçok güzel insan sizleri iyi ki tanımışım, hepinize çok teşekkür ederim. Hepinizi güzel dileklerle hatırlayacağım.
Bana burada olma fırsatını sunduğu, bir parçası olduğum LAODIKEIA’da yaşattırdıkları, tattırdıkları için başta Prof. Dr.Celal ŞİMŞEK’e, Mehmet OKUNAK’a Ayşem ve Barış hocalarıma teşekkür ederim.
Ayrılık anı geldi çattı LAODIKEIA koskoca 2 aygeçti anlamadım, sen anladın mı?...
Amacımız, kesitlerimiz, kazanlarımız, çapalarımız, çabalarımız, küreklerimiz, eleklerimiz ve”EMEKÇİLER”imiz, tüm bunların yanında hüzünlerimiz, umutlarımız, kederlerimiz, mutluluklarımız, gülüşlerimiz, acılarımız.........
Her şey çok güzeldi...
Gitmek mi zor, kalmak mı? Elbette GİTMEK.
(Ama unutma gene kavuşacağız LAODIKEIA, tanrılar bunu ister...)
UMUTLARIMI DOLDURDUM ÇANTAMA
VE TAKTIM SIRTIMA GİDİYORUM
LAODIKEIA (beni unutma)
Fatmanur GÜNGÖR-PAMUKKALE ÜNİVERSİTESİ/ARKEOLOJİ BÖLÜMÜ




10.08.2012
Katıldığım ilk ama görüp gerebileceğim en güzel kazı LAODIKEIA...
Burada geçirdiğim zaman beni hayatımda bir adım daha ileriye taşıdı. Burada ki arkadaşlıklar, dostluklar ve sabah erken uyanmak bile mükemmeldi. Buradan ayrılırken küçük çakıl taşları gibi bir sürü anı doldurdum cebime...
Bu anılarda bana eşlik eden Barış Şefime, Didem’e, Kayhan’a Aslı’ya, Mehmet’e ve Arda’ya çok teşekkürler ?
Ayrıca buraya gelmemize aracı olan Barış Hoca’ya ve bize tüm bu güzellikleri sunan Celal Hoca’ya TEŞEKKÜRLER.
Melodi ÇETİNKAYA-TRAKYA ÜNİVERSİTESİ/ARKEOLOJİ BÖLÜMÜ